İMAM HÜSEYİN (A.S)'DAN KIRK HADİSHz. İbrahim (a.s.) o kurak ve ıssız çölde eşiyle minik oğlunu yapayalnız bırakıp da giderken ellerini göğe açıp şöyle yakarıyordu: "Ya Rabbi! İnsanların kalbini bunlara yönelt!" Bu duanın İslam ümmeti arasında İmam Hüseyin’i bilmeyen, şehitler efendisi (Seyyid’üş-Şüheda) hakkındaki hadisleri duymayan ve onun faziletlerinden bîhaber olan bir tek mümine rastlayabilmek mümkün değildir. Sünnisiyle, Şiisiyle tüm İslâmi kaynaklar, Hz. Hüseyin’in (a.s.) fazilet ve nâdide kişiliğini tasvir eden hadislerle doludur. Hanbelî mezhebinin imamı Ahmed bin Hanbel, kendi senediyle Ebu Sabit’ten naklen Cabir’in şöyle dediğini rivayet eder: Ali’nin küçük oğlu Hüseyin camiye girdi; Hz. Resulullah (s.a.a.) onu göstererek şöyle buyurdular: "Cennet gençlerinin efendisini görmek isteyen, Hüseyin’e baksın."(2) İbn-i Kesir, Tirmizi ve diğer tanınmış Ehl-i Sünnet kaynaklarında Hz. Resulullah’ın (s.a.a.); "Hüseyin benden, ben Hüseyin’denim; Allah Teala, Hüseyin’i seveni sever. Hüseyin, resullerin temiz evlatlarındandır; o, hayrın ve saadetin öncüsü ve sancaktarıdır." buyurduğu geçer.(3) İbn-i Hacer Askalani şöyle der: "Abdullah bin Ömer, Kâbe duvarının gölgesinde oturmuştu; o sırada Hz. Hüseyin bin Ali (a.s.) çıkageldi. Abdullah, onu görür görmez; "İşte bu insan bugün gökler ehli nezdinde yer ehlinin en sevgili insanıdır." dedi."(4) Evet; Ali oğlu Hüseyin, o yüce kişiliği ve her insanı büyüleyen o çarpıcı karakteriyle, insanlığa gerçek bir hürriyet mücadelesinin nasıl verilmesi gerektiğini, kendisinin ve en aziz kimselerinin canı ve esareti pahasına öğrettiği için, elbette ki insanlığa örnek olacak ve zulme boyun eğmek istemeyenler, kıyamete değin onun izinde yürüyerek şeref ve kurtuluşu tadabileceklerdir.
|